| Yazarlar (1) | 
|  Dr. Öğr. Üyesi Seval Ünlü GÖK Beykoz Üniversitesi, Türkiye | 
| Özet | 
| Sosyal olan, toplum (society) ya da topluluk yaşamıyla ilgili olanın (societal) ötesindeekonomi, hukuk, politika gibi alanlara indiregenemeyecek, özerk bir alanı ifade edenmodern bir olgudur. Sosyal olan ve politika ilişkisine baktığımızda iki temel hat ayırtedebiliriz: Birincisi politikanın özerkliğini vurgular ve sosyal olandan farkını öne çıkarır.İkincisi ise özerklik savının aksine sosyal olan ve siyasal arasındaki dolayım ilişkisineodaklanır. Birinci hattı temsil eden düşünürlerden biri olan Hannah Arendt, sosyalolanı, ne özel alanın ne kamusal alanın kendi varlığını koruyabildiği melez bir alanolarak tanımlar. Ona göre modern toplumlarda politikanın geri çekilişi ve kamusalalanın yitiminin başlıca sorumlusu sosyal olanın yükselişidir. Bu nedenle Arendt, sosyalolanı politikanın karşıtı olarak değerlendirir. İkinci hattaki temel kaynak ise Marx’ınsosyallik çözümlemesinden gelir. Marx’ta sosyallik iki yönlüdür: Hem insan ve doğailişkisinin tarihsel özelliklerinden bağımsız düşünülebilecek olan genel bir nitelik hemde modern kapitalist koşullar altında sermaye tarafından yönlendirilen bir olgudur.Bu iki boyutu birlikte düşünmek, sosyal olanın hem nesnel koşullar altındaki olumsuzözelliklerini tespit etmeyi sağlar hem de bunun zorunlu olarak böyle olmadığına dairolumsal bir yaklaşım sunar. Arendt’in sosyal olana odaklanan Marx eleştirisi, onun“fenomenolojik özcü” olarak nitelenen bakışına dayanmaktadır. Fenomenolojik özcülük,Arendt’in, politikanın fenomenal doğasını kanıtlamak isterken insani etkinliklerin herbirine kendine has ve diğerleriyle karışmaması gereken bir alan tahsis edişini ifadeeder. Nitekim Arendt’in diğer insani etkinlikler içerisinde politikaya özerk bir konumatfetmesi de bu bakışıyla bağlantılıdır. Buradan hareketle Marx’ın sosyal olan kavrayışınıda onun yöntemini fenomenolojik açıdan çözümleyen düşünürlerden esinle ele almakmümkündür. Bu düşünürlere göre Marx’ın özellikle Kapital’de benimsediği yöntem,görüngüsel biçimlerdeki özü arayan (eidetic) fenomenolojik bir yöntemdir. Bu yöntemen açık şekilde, Marx’ın emeğin kapitalist sosyallik içinde aldığı biçim olarak tanımladığısoyut emek çözümlemesinde görülebilir. Bu çalışmada iki yaklaşım arasındaki gerilimdenyola çıkarak politikanın ve sosyal olanın, karşıtlık veya ikilik olarak kavranmasının nedenolduğu kısıtlılıklar irdelenecektir. İnsani etkinliklerin, mevcut toplumda insani gelişimisakatlayan sosyalliği yıkıcı yönlerinden bağımsız ele alınamayacağı savunulacaktır. | 
| Anahtar Kelimeler | 
| Makale Türü | Özgün Makale | 
| Makale Alt Türü | Ulusal alan endekslerinde (TR Dizin, ULAKBİM) yayınlanan tam makale | 
| Dergi Adı | Mülkiye Dergisi | 
| Dergi ISSN | 1305-9971 | 
| Dergi Tarandığı Indeksler | TR DİZİN | 
| Makale Dili | Türkçe | 
| Basım Tarihi | 06-2021 | 
| Cilt No | 45 | 
| Sayı | 2 | 
| Sayfalar | 305 / 328 | 
| Makale Linki | https://dergipark.org.tr/tr/pub/mulkiye/issue/64281/975594 |